ÒÓÐÅÖÊÈÉ ßÇÛÊ
114. AMERİKAN ŞAKASI
John ile James bir kır gezisine çıkmışlardı.
Bir ara John James’e yerdeki sığır tersini gösterdi: Bak, James… bir gün sen öleceksin, seni mezara koyacaklar, mezarın üstünde otlar bitecek, otları inekler yiyecek ve sonra böyle pisleyecek. Ben bunu görünce, ‘Yazık ne kadar degişmişsin, James’ diyeceğim.
James dedi ki: Önce sen öleceksin, John. Mezara kîyacaklar seni, mezarın üstünde otlar bitecek, bu otları inekler yiyecek ve böyle pisliyecekler. Ben bunu görünce, ‘Hiç degişmemişsin, John’ diyeceğim…
ÀÌÅÐÈÊÀÍÑÊÀß ØÓÒÊÀ
Äæîí è Äæåéìñ âûøëè ïðîãóëÿòüñÿ ïî ïîëþ.
 êàêîé-òî ìîìåíò Äæîí òàì ïîêàçàë Äæåéìñó íà êîðîâüþ ëåï¸øêó (sığır – êðóïíûé ðîãàòûé ñêîò, ters – ïîì¸ò): Ñìîòðè, Äæåéìñ, îäíàæäû òû óìðåøü, òåáÿ ïîëîæàò â ìîãèëó, íà òâîåé ìîãèëå âûðàñòåò òðàâà, êîðîâû å¸ ñúåäÿò è ïîòîì âîò òàê íàãàäÿò. ß ýòî óâèæó è ñêàæó: «Æàëü, íàñêîëüêî òû èçìåíèëñÿ, Äæåéìñ.»
Äæåéìñ ãîâîðèò: Ñíà÷àëà òû óìðåøü, Äæîí. Òåáÿ ïîëîæàò â ìîãèëó, íà òâîåé ìîãèëå âûðàñòåò òðàâà, ýòó òðàâó ñúåñò êîðîâà è âîò òàê íàãàäèò. ß ýòî óâèæó è ñêàæó: «Òû ñîâñåì íå èçìåíèëñÿ, Äæîí.»