102. YALAN SÖYLEME John annesini akşam yemeğine davet etti. Yemekte annesi oğlunun oda arkadaşının çok güzel bir kız olduğunu fark etti. Aslında anne oğlunun oda arkadaşıyle arasında bir ilişki olduğundan şüpheleniyordu. Ama oğlu, “Anne, aramızda bir şey yok, biz sadece oda arkadaşıyız” diyordu. Bir hafta sonra Julia sordu: Annenle yediğimiz yemekten sonra bizim gümüş kaşık yok oldu. Sence annen mi aldı? “Bilmiyorum ama şüpheleniyorum” dedi ve hemen mektup yazmaya başladı. «Sevgili anneciğim; gümüş kaşığı sen aldın veya almadın demiyorum ama gümüş kaşık beraber yediğimiz akşam yemeğinden sonra kayboldu...» Birkaç hafta sonra John annesinden bir mektup aldı, şöyle yazıyordu: «Sevgili oğlum, sana Julia ile yatıyorsun veya yatmıyorsun demiyorum, ama Julia kendi yatağında yatsaydı gümüş kaşığı bulurdu.» Annene Asla Yalan Söyleme… |
ÍÅ ÃÎÂÎÐÈ ÍÅÏÐÀÂÄÓ Äæîí ïðèãëàñèë ñâîþ ìàìó íà óæèí. Çà óæèíîì ìàìà çàìåòèëà, ÷òî ñîñåäêà ñûíà ïî êâàðòèðå – î÷åíü êðàñèâàÿ äåâóøêà (fark – ðàçëè÷åíèå; fark etmek – ðàçëè÷àòü, çàìå÷àòü). Ìàìà çàïîäîçðèëà, ÷òî íà ñàìîì äåëå ìåæäó ñûíîì è ñîñåäêîé åñòü (êàêèå-òî) îòíîøåíèÿ (ilişki – ñâÿçü, îòíîøåíèÿ; şüphe – ïîäîçðåíèå). Íî ñûí ñêàçàë «Ìàìà, ìåæäó íàìè íè÷åãî íåò, ìû òîëüêî ñîñåäè». ×åðåç íåäåëþ Äæóëèÿ ñïðîñèëà: «Ïîñëå óæèíà ñ ìàìîé ïðîïàëà íàøà ñåðåáðÿíàÿ ëîæêà. Êàê òû äóìàåøü, ìàìà âçÿëà?» «Íå çíàþ, íî ïîäîçðåâàþ», – ñêàçàë îí, è ñðàçó íà÷àë ïèñàòü ïèñüìî. «Äîðîãàÿ ìàìà, ÿ íå ãîâîðþ, âçÿëà òû èëè íåò ñåðåáðÿíóþ ëîæêó, íî ñåðåáðÿíàÿ ëîæêà èñ÷åçëà ïîñëå òîãî, êàê ìû âìåñòå óæèíàëè...» ×åðåç íåñêîëüêî íåäåëü Äæîí ïîëó÷èë îò ìàìû ïèñüìî, îíà òàê íàïèñàëà: «Äîðîãîé ñûí, ÿ íå ãîâîðþ, ñïèøü òû ñ Äæóëèåé èëè íåò, íî åñëè áû Äæóëèÿ ñïàëà â ñâîåé êðîâàòè, îíà áû íàøëà ñåðåáðÿíóþ ëîæêó». Íèêîãäà íå ãîâîðè íåïðàâäó ñâîåé ìàìå... |